
Liderliğini ABD ‘in yaptığı Küresel Sistemin oluşum biçimine bakalım;
Küresel Sistem Global kurumlar ve ortaklıklar altyapısı inşa ederek hayata geçirildi.
Sonrasında ABD inşa ettiği bu sisteme liberal düzen elbisesi giydirdi.
Küreselciler kendi sistemlerini yaygınlaştırmak için şu kılıfı dünya insanlığının önüne koydular.
Onlar şunu söylüyorlardı;
‘Uluslararasıcılık sınırları yıkıp dünyayı küreselleştirme projesi değildir; Sistemimiz Millî refah arayışında ekonomi ve güvenlik alanlarında birbirine bağlılık halinin giderek artan karmaşıklıklarını yönetmekle ilgilidir.
Aslında bu sadece bir aldatmacaydı.
Bilim, teknoloji ve sanayiciliğin harekete geçirdiği derinden, bütün dünyayı saran dönüşümler veya modern toplumları giderek karmaşıklaşan ve birbirine bağlı hale gelen bir dünya sistemini yönetmek isteyen Küresel Anlayış kendine taban sağlamak istiyordu.
İçinde yaşadığımız bu asırda birçok sorun insanlık geleceğini tehlikelere sürüklüyor.
İklim değişikliği, salgın hastalıklar, mali krizler, başarısız devletler, nükleer yayılma yapay zekâ devriminin tehditleri gezegenimizin geleceğini bilinemez ve öngörülemez bir uçuruma götürüyor.
Korona virüs salgın hastalığıyla başlayan bu süreç, uluslar aşırı tehlikelerin ilk işaret fişeği oldu.
Başta ülkemiz olmak üzere Devletlerin, Milletlerin Covid 19 denen bu virüsten kaçmak veya onla savaşarak saklanmak alt etmek kısa bir zaman diliminde mümkün olmayacaktır.
Çünkü bu virüsün sınırlara saygısı yok.
Küresel bu salgın hastalığa karşı sorumluluk, zorunluluk ve ortak değerdir.
Dünyanın geleceğini okumaya çalışan akılların çoğu gelecek yüzyılda liberal dünya düzenini kendine rehber eden Küresel Sistemin sonunun geldiğini görüyor.
Çin’de ortaya çıkan ve sonra tüm dünyaya yayılan COVİD 19 virüsü diye tanımlanan salgın hastalığı tüm insanlığı tehdit eden büyük bir soruna dönüştü.
Yeni Korona virüs (ve neden olduğu ekonomik ve toplumsal yıkım) küresel düzenin parçalanmasını ve yıkılmasını hızlandırmaya başladı
Şu an itibarıyla Devletlerde görülen milliyetçilik, ulusalcılık gittikçe etki alanını genişletecek.
Dünya genelinde büyük güç diye tanımlanan devletlerin diğer güç odaklarıyla mücadelelerinin her geçen gün artacağına tanık olacağız.
Birinci ve ikinci dünya savaşlarından yapılanan bazı merkezler arasında özellikle AB(Avrupa Birliği) içinde stratejik ayrıklaşmanın hız kazandığını önümüzdeki iki yılda daha net göreceğiz
Bugün dünya genelinde Küresel bir salgınla mücadele eden ülkelerin ne kadar güvende oldukları sorusu havada kalmaktadır.
Temenni etmiyorum ve asla bir felaket senaryosuyla bir korku yaratmak istemiyorum ama kişisel öngörüm Salgın hastalığa ve onun açacağı ekonomik sorunlar en güvende olmayan ülkelerde önümüzdeki yıllarda felaket niteliğinde askerî müdahalelere ve sonu gelmeyen savaşlara tanık olursak kimse buna şaşırmasın.
Küresel sistem Milletlere ve devletlere neden kendi kaderini tayin hakkını, bireysel hakları, ekonomik güvenliği ve hukukun üstünlüğünü, çok görüyor?
Güvenlik iş birliği, ekonomik iş birliği ve siyasi işbirliği kapsayıcı yaklaşım Düzenin mimarları, hükümetlere ekonomilerini istikrarlı kılmak için ihtiyaç duydukları alanı ve araçları vererek serbest ticaret ve serbest ticaret kapitalizmini yerleştirmek isteyenler ile bu hakkı kullanacaklar ile küresel ekonomi gücünü elinde bulunduranlar arasında çıkar çatışması olacaktır ve bu kaçınılmazdır.
Sonuç ise ne olacaktır diye düşünenlere kişisel kanaatimi aktarayım;
Küresel Sistem ve Onların ekonomik anlayışı yenilecektir.